Kobay Haline Gelen İnsan

Bilim kurgu filmlerinde ve apokaliptik (kıyamet) senaryolarda genellikle insan kendi sonunu hazırlar. Yavaş yavaş o senaryolar doğru çıkmaya başlıyor.

İki gün önce çok ilginç bir haber yayınlandı. İnsanoğlu Tanrıcılık oynama işine çok sardı. Bunun tezahürü olan bir gelişme. İngiltere’de Bath Üniversitesindeki bilim insanları farelerde yumurtaya ihtiyaç duymadan bebek üretmeyi başardılar…

Yanlış duymadınız. Bebek yapmak için kadınlara olan ihtiyaç ortadan kalkacak! Erkekler ise bebek yapma işine soyunuyorlar. İşin mantığı çok dikkat çekici...

Sağlıklı bir dişi farenin döllenmemiş yumurtası kimyasal maddeler aracılığıyla sanki embriyo olmuş gibi bir hale dönüştürülüyor. Yani içinde değişik türden hücreler olmaya başlıyor, mesela cilt hücreleri gibi. Ardından bu hücrelere spermler gönderildiğinde bebekler oluşmaya başlıyor. Tabii ki yine bir dişi farenin rahmi içerisinde… Şu anda bu şekilde hamile kalabilme başarısı %25.

Çok çekici gelmedi belki, ama bu gelişmenin sonuçlarını yazalım…

Bir erkek kendi cilt hücresini, kendi spermi ile dölletip eş yumurta ikizini ürettirebilir! Yani kadınlar sadece bebeği taşıyıcılık görevini görüyor…

Batı’da eşcinsel evlilikler aldı gidiyor. Bunlar birbirlerinin hücrelerini kullanarak kendi çocuklarına sahip olabilecekler. Yani iki erkeğin kendilerine ait çocuğu olacak…

Bu sene Çin’de kök hücreler sperme dönüştürülüp yumurta ile birleştirilebildi. Yani bir kadından sperm oluşturulup yumurta döllenebilir mi? Bir erkeğin spermine ihtiyaç olmadan iki kadının çocukları olur mu?

Çok çılgınca değil mi?

Bunları dinleyince insanın kudretine hayran olanlar çıkıyor. Oysa büyük resmi kaçırmamak lazım…

İnsanoğlu ile ilgili bilinmeyenler, bilinenlerden kat be kat fazla.

Mesela sperm yumurtanın içine girdiğinde bir şekilde üzerindeki zar açılıyor ve içindeki DNA ortaya çıkarılıp yumurta ile birleşiyor. Bunun mekanizmasının nasıl olduğu hala muamma.

Veya insanın benlik hissini hangi kimyasalların sağladığı bilinmiyor.

Hatırlama esnasında bilgilerin veya görüntülerin ne olarak saklandığı da hala açıklanabilmiş değil.

Liste uzadı uzadıya gider.

…

O zaman insanın yapabildiği nedir? İnsan denilen muhteşem varlığın mekanizmalarının bazılarını öğrenip onları farklı versiyonlar veya doğa dışı versiyonlar için kullanmaktır.

Bu tip denemeler insani çılgınlıklara benziyor. Mesela gençlerin bazıları dört beş içkiyi karıştırıp vücutlarının dayanıklılığını denerler. Veya psikolojik rahatlama için 4-5 ilacı aynı anda alırlar.

Mesela nükleer bombanın yapılabilirliği atom mekanizmasının keşfi ile ilişkili. Ama sonucuna bakalım, çoluk çocuk demeden 150 bin kişiyi bir anda öldürmek yararlı bir şey mi?

Cep telefonları muhteşem bir keşif, ama çocuklarımızı bundan 20 sene sonra ne gibi sağlık sorunları bekleyecek acaba? Yaşarsak hep beraber göreceğiz.

…

Burada akıllı ve geniş perspektifte düşünebilen din adamlarımıza da çok iş düşüyor… İnsan vücudunun muhteşemliği ortada, ama insanoğlunun vücudunun bazı mekanizmalarını çözmesi sonucu neler yapabildiği de ortada…

Biz bu tip yöntemlere karşıyız sözünün ötesinde, insanoğlunun klasik dini tanımlama ve yaratılış bilgileri, cüzi irade, ruh gibi kavramlar üzerine düşünmeleri ve bilimsel veriler ile dini açıklamaları bir şekilde birleştirmeleri gerekiyor.

Yoksa bu gelişmeleri ret ve inkar etmek veya halının altına süpürmek, sadece pozitivistlerin ekmeğine yağ sürer.

Bu gelişmeler her şeyi pozitivizme yönlendiriyor diye düşünmemek lazım, tam tersi insan vücudunun muhteşemliğini daha da açık hale getiriyor.

…

Bu gelişme insanlar üzerinde de denenecektir. Emin olabilirsiniz. Ama bu bebekler acaba daha fazla kansere yakalanacaklar mı? Psikolojik sağlıkları diğer insanlar gibi olacak mı? Kim bilir! Bizlerin görmesi zor…

Ben burada büyüklerimizden birisinin sözüne çok inanıyorum:

“Bir ilmin butlanı o ilmin müntehasında ortaya çıkar. – Bir ilmin yanlışlığı o ilmin en ileri noktalarında ortaya çıkar.”

Cilt hücrelerinin sperm ile döllenmesi sonucu oluşan bebek fareler.