Evliya Çelebi Çin'i Görmüş Olsa Ne Yazardı!
Bazı mesleklerin avantajları var. Doktor ve öğretim üyesi
olduğunuzda, hele bir de yabancı diliniz varsa, akademik faaliyetleriniz
nedeniyle dünyayı dolaşmak mümkün oluyor. Kongreler, toplantılar, eğitim amaçlı
seyahatler derken insan Evliya Çelebi’ye dönüyor. Şanslı bir azınlığız Allah’a
şükür.
Sonunda Çin’i de görmek nasip oldu. Türk Havayollarının ulaşım ağının
zenginliği Çin’de de kendini gösteriyor. Guangzhou (Guanju veya Guanzu diye
okunuyor), Çin’in en büyük üçüncü şehri. Gidiş 9, dönüş on buçuk saat. Arada 6
saat fark var. Resmi olarak 15-18 milyon nüfusa sahip diyorlar, ama gerçek
nüfusun 30-35 milyon civarında olduğu düşünüyor. Zaten Guangdong eyaletinin
başkenti ve eyaletin nüfusu 130 milyon!!! Her yer insan.
Evliya Çelebi bu kadar çok insanı görse herhalde kıyamet
koptu ve mahşer yerindeyiz diye ifade ederdi… Sokaklarda binlerce çekik gözlü
insanlar. Çoğunluğu kısa boylu, burunları basık, gözlerinin renkli kısmı belli
belirsiz, erkekleri köse, kadınları zencilerin aksine yayvan kalçalı
milyonlarca insan. Sokakta gözleri görünür veya sarışın birilerini
gördüklerinde hemen fotoğraf çekmeye başlıyorlar. Kendimi film yıldızı gibi
hissettim… Esmerin sarışına, sarışının esmere, uzunun kısaya, kısanın uzuna imrenmesi
gibi, Çinlilerde burunu belirgin, gözleri iri insanlara hayranlıkla bakıyorlar.
Güzelliğin göreceli olduğunu orada anlıyorsunuz.
Beraber seyahat ettiğimiz Slovenyalı meslektaşlarımızdan
bayan olanlar ayakkabı aradıklarında, ayak numaralarının 39 olduğunu ifade
etmişler. Çinli satıcının hayretle gözü açılarak bizde o kadar büyük kadın
ayağı yok dediğini kahkahalarla anlatıyorlardı.
Guangzhou, keyifli bir şehir. Her taraf yeşillik, çünkü
yılın 10 ayı yağmurlu ve nemli. En güzel zamanları Ekim ile Aralık sonunda
oluyormuş. Nitekim sıcaklık 12-20 derece arasındaydı ve keyifli bir hava vardı.
Merkezdeki eski Guangzhou caddelerini ağaçların oluşturduğu tüneller kaplıyor,
bu ise şehre ayrı bir çekicilik getiriyor. Ortasından geniş bir nehir geçiyor,
adı İnci nehri (Pearl River). Su insanların karakterine yumuşaklık getiriyor.
Modern Çin’in kurucusu Dr.Sun Yat Sen, Guangzhou şehrinden
çıkmış. Bahçesinde büyük bir heykelinin yer aldığı görkemli bir yapı dikmişler
onun adına… Çok uzak olmayan bir yerde ise şehirde yaşayan Müslümanların Camisi
var. Burada Sahabelerden olduğu iddia edilen birisi yatıyor. Çin’de resmi
rakamlara göre 10 milyon, gayri resmi kayıtlara göre 100 milyona yakın Müslüman
yaşıyor. Müslümanların çoğu Uygurlar, Doğu Türkistan’lılardan oluşuyor, ayrıca
yerli Çin halkından da Müslüman olan milletler var. Maleyza, İndonezya’ya giden
ilk Müslümanlar buralara da varmışlar. Nitekim Guangzhou merkezdeki özgün
minareli en eski caminin tarihi 1000’li yıllara dayanıyor. Çin mimarisine uygun
çok estetik görünümlü camiler.
Evliya Çelebi gittiği her yerin adetlerini ve yemeklerine
kadar yazarmış… Biraz nahoş olan konu maalesef temizlik. Japonya bal dök yala
denecek kadar temiz iken, Çin tam tersi desem herhalde anlaşılır. Gittiğiniz
herhangi bir restoranda aşçı veya çalışanların beyaz önlüklerine
bakmayacaksınız… Beraber yemeğe gittiğim arkadaşa bu önlük en az 3-5 gündür
yıkanmamış dediğimde, kaç 3-5 şeklinde gülümsedi.
Guangzhou merkezdeki en büyük hastanelerden birisinde
toplantımız vardı. Ara verilip ihtiyaç gidermeye gittiğimizde, tuvaletlerin yer
tuvaleti olduğunu gördüm. Tuvaletlerde tabii ki su yoktu, ama tuvalet kağıdı da
yoktu! Neyse bari elimizi yıkayalım diye lavaboya yöneldiğimizde sabunda
olmadığını gördüm… Yok artık demeyin. Otelde bunlar tabii ki vardı, ama hastanelerde
veya genel tuvaletlerde böyle bir temizlenme geleneği olmadığını duyduğumda,
acaba kimsenin elini sıkmasam ve bir an önce ülkeyi terk etsem mi diye
düşünmedim değil. Maalesef oradaki Müslümanlarda bu pis halden çok rahatsız ve sıkıntılılar.
Evliya Çelebi bu kadar taharetsizliği yaşadığı yüzyılda dahi görmemiştir
herhalde!
Zenginliği ve lezzeti ile ünlü denilen Çin mutfağını
fazlasıyla değerlendirme imkânı da buldum. Yediklerin senin olsun, gördüklerini
anlat derler, ama biraz mutfaktan bahsetmeden olmaz. Gitmeden her yerde yemek
yememek konusunda uyarılmıştım. İlk akşam Guangzhou’nun geleneksel
yemeklerinden tatmak için nehir kıyısında güzel manzaralı bir restorana gittik.
Masanın ortasında büyük bir metal kazanın içinde açık gri bir su ve içinde ne
olduğu anlaşılmayan tat vermek üzere atılmış sebzeler vardı. Neyse içinde domuz
kökenli bir şey olmadığını öğrendik. Sonra deniz ürünleri ve çeşitli sebzeler
ısmarlandı. Bu esnada kazanın altındaki ateş alevli ve kasenin içindeki su da
kaynıyor. Gelenleri karman çorman içine atmaya ve 1 dakika bile geçirmeden
çıkarıp yemeye başladılar. İçimden aç kaldık diye geçirdim. Bazı
sebzelerin ve balığın tadına baktım, ama bakmamak daha doğru olurdu! Sonraki
gecelerde misafiri olduğumuz ve Guangzhou’nun ünlü cerrahlarından Dr.He, bizi
hem Çin hem de Guangzhou mutfağı ile test etti. Bildiğiniz satırla kesilmiş
timsah yavrusu görmeye değer gerçekten. Bir de domuz kanı ile midesinden
yapılan acılı çorba… 1 milyar nüfus olunca insan ne bulsa yemeye çalışıyor.
Guangzhou bölgesinde domuz çok yaygın ve yemeklerin ana unsurunu oluşturuyor.
Dolayısıyla bu konuda hassas kişilerin dikkat etmesi lazım…
Son 2 gün Guangzhou’daki bir arkadaşım bizi Müslüman
restoranlarına götürdü ve Çin mutfağının gerçekten çok lezzetli ve güzel olduğu
orada gördüm. Özellikle kimyonlu koyun bacağı ve çorbaları denemeye değer.
Şehirde çok sayıda kaliteli ve zengin mutfağa sahip Müslüman restoranları var.
Guangzhou bölgesinde Kantonca konuşuluyor ve dil Şangay’da
konuşulan Mandarin’den tamamen farklı. Nitekim birbirlerini anlamıyorlar,
tercüme etmek gerekiyor…
Son olarak o kadar büyük bir gelir adaletsizliği var ki,
çoğunluk sürünürken, %5’lik bir nüfus inanılmaz bir zenginlikte yaşıyor.
Yanımızdaki İtalyan arkadaş, ben bu kadar Maserati arabayı, İtalya’da görmedim
diye şaşkınlığını ifade ediyordu.
Binlerce yıllık geleneğe sahip Çin ile ilgili kanaatlerimizi,
Konfiçyüsün güzel bir sözüyle bitirelim…
“Her şey bir güzelliğe sahiptir ama bunu herkes görmez.”
Guangzhou ve İnci Nehri. Arkada hayal meyal Guangzhou kulesi görünüyor.
Sun Yat Sen anısına inşa edilmiş muhteşem bina.
Yorumlar