Alt Tarafı Kusma

Bazı iyileştiremediğiniz hastalar size çok dokunur. İyileştirmek için her şeyinizi ortaya koyarsınız, ama nafile olur.

O gün ameliyatlar yoğundu, hastaneden çıkmıştım ki, bir telefon geldi. Sevdiğim bir cerrah abim, yemek borusunda yırtık olan bir hastaları olduğunu ve bize göndermek istediğini söyledi. Tamam dedim ve 1 saat sonra hastaneye geri dönmek zorunda kaldım.

Hasta 40 yaşında bir beden öğretmeniydi. Bekleneceği gibi fiziksel olarak sportmen ve güçlü yapıda birisiydi. Akciğer filmine baktım ve sol göğüs boşluğunda hava ve sıvı vardı. Hastanın hikâyesi ilginçti. Olaydan 2 ay önce annesini kaybetmiş. Normal bir gün içinde bisküvi yiyip, kola içiyor. Midesi bulanıp şiddetli bir şekilde kusuyor. Kustuktan sonra sol göğüs boşluğuna bir ağrı saplanıp yere yığılıyor. Hastaneye gidiyorlar ve sol akciğerin çevresinde hava ve sıvı görülüyor. Gittiği göğüs hastalıkları hastanesindeki hekim haklı olarak, bu genç hastada tüberküloza bağlı veya akciğerdeki baloncukların patlaması sonucu bir durum olabileceğini düşünüyor ve günler geçmesine rağmen hasta düzelmiyor. 7. günün sonunda hastaya yemek borusu yırtığı teşhisi konuluyor ve bize yönlendiriliyor.

Hastadaki durum çok nadir görülen Boerhaave sendromu denilen yemek borusu yırtığı durumudur. Genellikle alkol kullanan, 50 yaş üzerindeki kişilerde aşırı yemek sonrası ani kusmalara bağlı görülür. Hastalığı tanımlayan Doktor Hermann Boerhaave (1668 – 1738), Hollanda deniz kuvvetlerinin kumandanı olan Baron Jan Gerrit van Wassenaer’in doktorudur.

Hikayesi ilginç… Van Wassenaer fotoğraftan da anlaşılacağı üzere yemek yemeyi çok seviyormuş. Nitekim üç günlük bayram menüsünde baharatlı dana çorbası, lahana ile kaynamış kuzu, kurabiye, ıspanak, ördek,  bira ve şarap bulunuyormuş. Van Wassenaer bu kadar yemekten sonra midesini iyi hissetmez, ata biner ve rahatlamak için ara sıra kullandığı kusturucu maddeyi alır. Yeterince rahatlamayınca 4 kap daha bu kusturucudan içer ve şiddetli bir şekilde kusar. Kusarken göğsüne şiddetli bir ağrı saplandığını ve içerisinde bir yerinin yırtıldığını söyler. Teşhisinde isabetlidir, 16 saat sonra hayatını kaybeder ve yapılan otopside yemek borusunun alt ucunda büyük bir delik görülür.

Bize yönlendirilen hastanın hikayesi de bu duruma uymaktaydı, tek farkla ki bu kadar çok şey yememişti ve genç bir hastaydı. Hastanın geldiğinde ateşleri vardı, nabzı hızlıydı ve enfeksiyon vücuda yayılmış gibi duruyordu. Hemen ameliyata aldık. Göğüs boşluğu içerisinde neredeyse her şey vardı. Erimiş bisküviden, mısır tanelerine kadar. Hasta son 4-5 gündür ağızdan besleniyormuş ve tabii ki yediklerinin bir kısmı göğüs boşluğuna kaçmış. İçerisini elimizden geldiği kadar temizledik. Yemek borusu ciddi hasarlanmıştı, bu nedenle yemek borusunu çıkarıp boğaz bölgesinde ağızlaştırdık.

Ameliyat sonrası akciğeri toparlamasına rağmen, enfeksiyon ciddi bir problem haline geldi. Göğsüne koyduğumuz dikişlerin tamamı attı. Yoğun bakımda göğsünü açıp içerisini tekrar temizledik. Vücudunun gücüne rağmen 1 hafta dayanabildi ve sonunda enfeksiyondan dolayı hayatını kaybetti.

Şimdiye kadar ki tecrübemde şunu gördüm ki, göğüs boşluğuna yiyecek temas ederse bu hastaları kurtarmak çok zor oluyor. Erken, yani ilk 48 saat içerisinde başvuran hastaların ise neredeyse tamamı bu durumdan kurtuluyor.

Hastanın eşi, kardeşi ve kardeşinin eşi, hepsi 40’lı yaşlarda kişilerdi ve daha yeni başlarına gelen acıya hiç beklenmedik ve dayanılması mümkün olmayan bir başka büyük acı eklendi.

Hasta ne kadar genç olursa olsun enfeksiyon en tehlikeli durumdur. Genellikle fiziki veya mekanik problemlerden hasta ölmez, ama kana karışan enfeksiyon başa beladır…

Genç bir adamın gündelik bir şey yaptıktan sonra ölümüne neden olacak duruma gelmesi ilahi bir tecelliye işaret etmiyor mu? Babaannemin kötü bir şey gördüğünde dediği gibi “Ya Latif...”.



Baron Jan Gerrit van Wassenaer

Yorumlar

Popüler Yayınlar