Babasız Çocuklar Klübü
Tabir bana ait değil. Bir hocam ve yaşıt sayılabileceğim bir
arkadaşım acımızı böyle paylaştılar.
Temmuz’un 5’inde ani bir kalp krizi ile babamızı kaybettik.
Beklenmedik bir anda böyle bir şeyin olması insanı duygusal açıdan çok korumasız
yakalıyor. Gerçi ölüm beklense bile babanın kaybının insanı yıpratmaması mümkün
değil.
Herkesin babası öyledir, ama babam hakikaten iyi adamdı.
Kendinden önce bizleri, torunlarını, ailesini ve yakın uzak akrabalarını düşünürdü.
Bütün sülalemizin işlerine koşan ve yardımcı olan büyüğü idi. Tecrübesi ve
bilgisi nedeniyle herkesin akıl almaya başvurduğu insandı. Allah rahmet
eylesin, o hasret inşallah tekrar beraber olduğumuzda dinecektir. Buna kalpten
inanıyorum.
…
Ebeveyni kaybetmek insanı farklılaştırırmış. İnsan bir anda
büyüyor sanki. Çoğumuza önemli gelen birçok şey bir anda anlamsız hale geliyor.
Onca hırs, mücadele, kavga ve kırgınlıklar hayat denilen ve günümüz dünyasında
çok hızlı akan bu süreçte önemini yitirmeye başlıyor. Eşinle mutlu olmak ve iyi
vakit geçirmek, çocuklarına kaliteli zaman ayırmak ve ailenin birbirine
bağlılığı daha bir anlamlı hale geliyor.
Ölüm uzaklığını kaybediyor, yakın görünmeye başlıyor. Çok
uzun vadeli planlar yapmayıp, yaşadığın zamanın güzelliğini görmeye
başlıyorsunuz.
…
Dünyada milyonlarca babasını kaybeden kişi var. Herkes bu
acıyı değişik derecelerde yaşıyor. Babalığı hakkıyla yapan bir kişiyi
kaybetmenin zorluğu, çocuğunun sadece ismen bildiği bir babayı kaybetmesinden muhakkak
farklıdır. Babam babalık görevini hakkıyla, fazlasıyla yaptı ve beraber geçirdiğimiz
kırk yılın üzerindeki yaşama ne kadar şükretsem azdır. Bundan sonra çocuklarıma
aynı duyguyu yaşatmaktan başka bir görev görmüyorum kendimde…
…
İnsanları kırmamak ve kalpleri kazanmak! Güzel bir hayatın
sırrı bu olsa gerek. Çok kolay olsa idi bunları herkes başarabilirdi, ama her şeyin
para, menfaat ve güç olduğu dünyamızda bu ikisini yapmak birçok kişi için imkânsız.
Birçok kişi kırmadığı ve kalplerini kazandığı insan sayısının çoğunlukta olmasını
yeterli görüyordur. Referandumda kabul almak gibi görüyorlar herhalde…
Oysa bazen bir mazlumun kalp kırıklığı, yaptığınız onlarca
iyiliği silip süpürebiliyor. İhtiyaç veya sıkıntı halinde olan bir insana
yardım etmek, sizin zor durumda olduğunuzda sizden yardım isteyen birini kırmamak,
yani gerçek manada fedakârlık yapmak değerli olan...
Ne güzel bir hadis-i şeriftir;
“Hayrünnas men yenfaunnas - İnsanların hayırlısı insanlara
faydalı olanıdır.” Babam inşallah bu müjdeye nail olmuştur.
…
Bizim gibi babasıyla çok vakit geçiren, rahmetli babam gibi
kendi babasıyla az hatırası olan, sadece babasının yüzünü hatırlayan, resminden
başkasını görmemiş olan veya yüzünü dahi bilmeyen herkesin gönlündeki o hasret son
nefese kadar devam edecektir. Yıllarca paylaştığımız güzel anlar ve hatıralar için
şükrediyorum. İnşallah aynı şükür çocuklarıma da nasip olur.
Bakalım kulüp üyeliğimiz ne kadar sürecek!
Rahmetli dedem Abbas Fevzi Batırel (1902-1956). Millet Partisi üyesiymiş. Demirkırat belgeselini seyrederken dedemi görünce babam heyecanla "A babam" diye haykırmıştı. 1954 yılında Millet partisi İstanbul şubesi kapatılırken kapının yanında. Beyaz şapkalı olan. 4 yıl Mısır'da toplama kampında kalmış, onun getirdiği bir sinir varmış ama bir o kadar da vicdan ve şefkat sahibi bir adammış. Babam çok sevdiği, hasretini çektiği babasına kavuştu...
Yorumlar
Marmara Üniversitesinde rektörlüğü döneminde tanıdım sevgili babanı.
Saygıdeğer, alçak gönüllü ve adalet anlayışı en üst düzeyde olan bir yöneticiydi.
Her zaman; tanımış olmaktan, kısa sürelerde sohbet etmiş olmaktan gurur duydum.
Allah rahmet eylesin,
Kabiri nur, mekanı Cennet olsun.
Gülsün Ekicioğlu
Rektörlük döneminde beni Marmara Üniversitesi bünyesine katması ile başladı tanışıklığımız. Akademik yaşamım boyunca teşvik i mesai de bulunduğum rektörler içinde çok ayrı bir yere sahiptir. Dürüstlüğü, ahlakı ve sahip olduğu yönetici vasıfları hepimize örnek olmuştur. Mekanı cennet olsun. Nurlar içinde yatsın...
Prof.Dr. Ali Civelek