Sultan II.Abdülhamid'in Başhekimi...

İnsanı tanımak için hastalık ve sağlık hallerini gözlemlemek lazım. Ciddi bir hastalık halinde karakterinizin ne olduğu, neye inandığınız, zorlukla nasıl mücadele edeceğiniz, yakınlarınızın gözünüzdeki değeri hepsi birer birer açığa çıkar.

Çoğu insan bu aşamada sınıfta kalır, o nedenle bu dünyadan hızlı göçmek belki de en hayırlısı.

Bu girişin nedeni bize ne muhafazakar padişahlardan biri olarak sunulan Sultan II.Abdülhamid’in sağlık konusundaki tasarruflarını bir nebze olsun ortaya koymak.

Bizlere sunulan ile gerçeğinin ne olduğunu araştırmak gibi bir huyum var. Mavroyani Paşa’yı araştırırken, Sultan Abdülhamid dönemindeki saray hastanesi ile ilgili bir dosya elime geçti. Aslında bu ülkede gerçeklere ulaşmak çok kolay; iş araştırmak ve öğrenmeyi istemekle alakalı.

Osmanlı’da 1850’li yıllara kadar Hekimbaşı (Baş Tabip) makamı aynı zamanda Tıp Fakültesi başkanlığını ve Sağlık Bakanlığını ifade ediyor. Daha sonra bu makamlar ayrılıyor ve saray Baş Tabipliği ayrı olarak devam ediyor.  

Sultan II.Abdülhamid’in daha şehzade iken güvendiği, sağlığını emanet ettiği bir hekimi var. İsmi Spiridon Mavroyeni (1817-1902); halk arasında Mavroyani Paşa diye bilinen kişi.  1850’li yıllarda saray hekimi olarak atanıyor ve ölümüne kadar Sultan’ın ve Saray’ın özel hekimliğini yapıyor.

1880’li yıllarda Saray’daki küçük hastanenin defterinde ilginç kayıtlar var. Sarayda çalışan hekimlerle ilgili bilgi aşağıda…

Doktorun ismi
Saraya giriş tarihi
Hizmet cinsi
Maaşı (kuruş)
Mavroyani Efendi
Ağustos 1272 (1856)
Ser etıbba (Baş Tabip)
15000
Molik Efendi
Eylül 1292 (1876)
Tabib
10000
Kastro Efendi
Eylül 1292 (1876)
Tabip
2000
Abdülkerim
Efendi
Eylül 1292 (1876)
Tabip
5500
Rıfat Bey
Kanun-ı evvel 1292 (1876)
Nöbetçi Tabip
500
Hüsnü Bey
1279 (1863)
Nöbetçi Tabip
500
Hristaki Bey
1286 (1870)
Nöbetçi Tabip
500
Naum Efendi
1283 (1867)
Nöbetçi Tabip
500
Duşivoz Efendi
Teşrin-i sâni 1293 (1877)
Nöbetçi Tabip
700
Gariva Efendi
Teşrin-i sâni 1293 (1877)
Nöbetçi Tabip
700
Macuki Efendi
Kanun-ı evvel 1292 (1876)
Nöbetçi Tabip
500
Halil Bey
1283 (1867)
Baş cerrah
300
Ramık ? Efendi
1285 (1869)
Cerrah
250
Osman Efendi
1271 (1855)
Cerrah
250
Hristaki Efendi
1286 (1870)
Cerrah
250
Süleyman Efendi
1272 (1856)
Cerrah
250
İbrahim Efendi
Teşrin-i sani 1294 (1878)
Cerrah
250
Kigork Efendi
Teşrin-i sani 1294 (1878)
Cerrah
250

Baştabip İstanbul kökenli, Viyana’da tıp eğitimini tamamlamış bir Rum. Resmine baktığınıza tam bir Osmanlı.

Eczacı, Diş hekimleri, hatta hademelik görevleri yapanlarda ekseriyetle gayrimüslim. Aralarında hiç kadın yok. Yani bu kişiler aynı zamanda haremdeki hanedan mensuplarının da hekimleri ve sağlık personelleri.

Günümüzdeki algıya baksanız, sadece Türk kökenlilerle çalışan, farklı milletlerden hoşlanmayan ve şüphe duyan, kadınları erkek doktora göstermekten kaçınan bir halife aklınıza gelir.

Oysa Sultan II.Abdülhamid, hem Osmanlı sultanı hem de Halife olarak kendi sağlığını bir Rum kökenli Osmanlı hekimine bırakıyor. Hem de çok dolgun bir maaşla… Oysa saray hastanesinde Müslüman hekimler olmasına rağmen!


Aklı kiraya vermek, cehalet ve her söylenene inanmak günümüzde moda oldu. Kızı Ayşe Osmanoğlu “Babam Sultan Abdülhamid” kitabında çok açık yazmış. Sultan II.Abdülhamid çevresine;

“Din ve Fen.” “Bu ikisine de itikat etmek caiz.” Dermiş.

Bunu söyleyen gerçek bir halife idi; bu sözlere kulak vermek lazım!



Spiridon Mavroyeni (1817-1902)


Avram Kastro Efendi (1829-1918)

Yorumlar

Popüler Yayınlar